bugün
yenile
    1. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      edward norton'ın sinema kariyerine başladığı film.
    2. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      edward norton'un bir kariyere nasıl başlanırı gösterdiği film.
    3. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bir avukat ve sanığını anlatan mükemmel sonlu film kesinlikle izlenmeli,ilk izlediğim zaman film bitince bi kalmıştım
    4. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      --- spoiler --- belli bir süre zarfında, hiç kimse, yalnızken bir yüz, kalabalıkta başka bir yüz takınamaz. çünkü sonunda kendiside gerçek olanı karıştırır. --- spoiler --- https://youtu.be/ah8Vjbs3JsM
    5. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "sevgi can yakar." t: 1996 yapımı gregory hoblit filmi. polisiye, gizem, hukuk savaşı.. bazı oyuncular rol yapmazlar, o rolü yaşarlar. william fichtner'ın mahone'u, heath ledger'ın joker'i, roberto benigni'nin guido'su.. hepsi muazzam kere muazzamdır. bu filmde de bu saydığım performanslarla çok rahat aynı kefeye koyabileceğim birkaç oyunculuk performansı mevcut. richard gere mesela, adam öyle bir oynamış ki mest olmamak elde değil. işinin erbabı, kendinden her halükarda emin, idealist ve muhalif bir avukat ancak bu kadar olurdu. tüm film boyunca döktürdüğü yetmezmiş gibi, o güzelim finalde içine düştüğü hal bize resmen orgazm oluyorum dedirtiyor.. ancak.. filmdeki hiçbir şey edward norton kadar cezbedici değil.. bayılırım başroldeki adamın bile önüne geçildiği durumlara. - (bkz: the dark knight) ve inanılmazdır; edward abimizin ilk filmiymiş bu.. fakat o kadar sağlam rol kesiyor ki bazı sahnelerini tekrar tekrar izledim. acımamış, yedire yedire döktürmüş herif. hala da aklım almıyor yaptıklarını. abi bir insan birkaç saniye arayla hem bu kadar masum, hem de bu kadar cani nasıl olabilir? çıldırdım!!! ve bir değil, iki değil. diğer filmlerini de biliyoruz. ya bu adamın içindeki harbiden sağlam bir psikopat yatıyor ve rol yapıyorum ayağına arada bir onu serbest bırakıyor. ya da tanrı kimseye vermediği bir yeteneği bu abimize bahşetmiş. çok da güzel olmuş. ananı avradını.. bak hala düşündükçe kafayı yiyecek gibi oluyorum. adam meğerse daha ilk filminden "ortalığın amına koymaya geliyorum!" demiş. sonra nasıl gümbür gümbür geldiğini de hepimiz biliyoruz. . senaryo ve kurgu aşırı iyi. sosyolojik tespitler ve eleştiriler şahane. avukatın mahkemenin ortasında o ihtiyardan geçmişin intikamını alması gibi detaylar harika. filmdeki herkesin herkesle ayrı bir satranç oynaması ve yeri gelince herkesin bir diğerinin piyonu olması ise filmin seyirciyi nakavt eden tarafı. müzikleri de gayet tatmin edici. belirli yerlere iliştirilen mizahı da lezzetli. şunları saydıkça bir daha izleyesim geliyor.. bu filmi bu kadar geç keşfettiğime üzgünüm. ama hayatıma defalarca izlemek istediğim bir film daha eklediğim için mutluyum. -özellikle hukuk okuyan/okumuş arkadaşlar- şiddetle tavsiye ediyorum; izleyin, izlettirin. not: avukat abim, bırak o savcının peşini. o karıdan sana hayır gelmez. bak karı diyorum, kadın demiyorum. --- spoiler --- başpiskopos konuşmak için sahneye çıkar ve bir salon dolusu beyaz yakalıya şunu söyler; "itiraf etmeliyim ki bu kadar avukatı ve politikacıyı hiçbir arada görmemiştim. bu sabahki günah çıkarmadan beri.." :d --- spoiler ---
    6. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      inanılmaz bir filmdi. filmi instagramda videolar arasında kaybolmuşken gördüm. instagram iğrençliği arasında edward abinin mahkemedeki rol kesmesi ilaç gibi geldi koşarak gittim izledim filmi. edward norton'ı kim bulup da bu filmde bu role bu kadar iyi oturacağını düşündü acaba? gelsin beşiktaş'ın altyapısına scout yapalım amk. bilader nasıl oluyor ya? bir insan evladı ilk filminde nasıl oyunculuk içinde oyunculuk yapar lan? cidden bu adamın bunu yapabileceğini kim anladı ve bu adam bunu ilk filminde nasıl yaptı anlamak çok güç. şimdi baktım. o yıl oscara aday gösterilmiş bu rolüyle. müthiş bir şey. orospu çocukları vermemişler lakin oscar'ı. jerry maguire filminden cuba gooding jr. almış ödülü. bir ara bu filmi de izleyeceğim yargısız infaz yapmamak için ama edward abimizin aaron/roy rolünün yanından bile geçebileceğine ihtimal vermiyorum şu anda. laura linney... izlediğim her yapımında ''egosu kırılan kadın karakter'' imajını çok iyi veriyor. bu filmde olduğu gibi kendisinin bir avukatı canlandırdığı the exorcism of emily rose filmini de tavsiye ederim. tabii o bir korku filmi ama mahkeme sahnelerinde bu filmdeki tadı biraz olsun yakalayabileceğinizi düşünüyorum. ayrıca yine kendisinin rol aldığı ozark dizisini izleyenler bilir ne demek isteyeceğimi; kadının 25 yılda küçümseyici biçimde ''marty'' diyişi bile hiç değişmemiş. filmi izlerken bu kadının kariyeri hakkında çok fazla şeye rastladım kendimce. oyunculuğu açısından iyi ama yansıttığı kadın imajı açısından pek sevimli değil. richard gere için çok fazla konuşamayacağım. açık konuşmak gerekirse filmin neredeyse her anında ekrandaydı ama sanki hiç yokmuş gibiydi. bunu kötü bir şey olarak söylemiyorum. rolü üzerinde o kadar doğal duruyordu ki sanki normal birini izliyormuşum gibiydi. oyunculuk adına hiçbir şey anlayamadım ajhdfjhdf. film çok iyi bence. izlemenizi tavsiye ederim.
    7. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      başlığını görünce tekrardan izleyesim geldi. - (#2319891) bu tarz filmler öpmesini sevdiğin biri gibidir. öpersin ve bu o an için dünya tatlısı bir şeydir. şu an hasta hasta seninle sevişmek istemiyorum. ama ilk müsait gecemde soluğu koynunda alacağım güzelim. bekle beni, yine izleyeceğim seni. izleyeceğim ve haz dahilinde zihnimi ele geçireceksin.
    8. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ters köşenin ters köşesi filmdir. edward norton filmde hem bebeksi bir yüzde hem müthiş kurnaz bir tiplemede. her hatırladığımda sahnelerini bir daha izlerim, zaman ayırdığım için hiçbir zaman pişman olmayacağım film listesinin başlarında.